Sürekli İşçilere İlişkin Disiplin Yönetmeliği
AİHM, oda hapsi cezası ile cezalandırılan bir astsubayın Türkiye’ye karşı yapmış olduğu başvuruda, disiplin amiri tarafından verilen 21 gün süreli oda hapsi cezasının[557], yine bir başka kararında Disiplin Mahkemesi tarafından verilen 30 ve 45’er günlük oda hapsi cezalarının[558] kişi özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermiştir. Hollanda hukukunda askeri disiplin cezası olarak uygulanan göz hapsi, Türk hukukunda olduğu gibidir. Yani kişi normal mesaisine devam eder ancak mesai sonunda kışlayı terk edemez. Oda hapsi cezasında normal mesai devam eder ancak mesai bitiminde aynı cezayı alan personel bir arada ve bir yerde tutulur. Bu kişilerin sinema, kantin gibi sosyal tesislerden yararlanmasına izin verilmez. Ağır oda hapsi cezasında ise cezalılar hizmet göremez ve tek başlarına bir odada hapis tutulurlar. Türk hukukundaki oda hapsinden farkı, cezanın mutlaka tek başına çekilmesidir. 1982 Anayasasının Üçüncü Kısım Üçüncü Bölümünde Devletin üç fonksiyonundan biri olan “Yargı” düzenlenmiştir. Maddesinde; “Askeri yargı, askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Kanun, ayrıca askeri hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askeri hizmetler yönünden askeri hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümle,bazı mekanlarda tütün mamulü kullanılması halinde idari para cezası verilmesi koşullarının düzenlendiğini görmekteyiz. Ancak anılan fiil Kabahatler Kanununda üç fıkralık bir “kabahat” şeklinde düzenlenmiş olmakla birlikte anılan fiil çok daha ayrıntılı ve geniş kapsamlı olarak bir kanun konusu (4207 SK) olmuştur. Ì Dilencilik yapan kişiye 50 Türk lirası idari para cezası verilir. Tehcir Kanunu (Sevk ve İskan Kanunu), 27 Mayıs 1915 tarihinde savaş halinde olan Osmanlı İmparatorluğu’na karşı gelenler hakkında askeri birlikler tarafından gerekli tedbirlerin alınması amacıyla kabul edilen bir kanundur. Asıl adı, “Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler Hakkında Asker Tarafından Uygulanacak Önlemlere Dair Geçici Kanun” olup, 1 Haziran 1915 günü Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Maddesi uyarınca teşebbüs; “kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması” olarak düzenlenmiştir. Bu tanıma göre fail, gerçekleştirmek istediği neticeye yönelik iradesini ortaya koymuş ve bu netice için gerekli hareketleri de icra etmeye başlamıştır.
- Maddede öngörülen özgürlük kısıtlamasının içeriği bireyin fizik yahut beden özgürlüğü; diğer bir deyimle, bir yere kapatılmaması, tutulu (yakalama, gözaltı vb.) veya tutuklu bulunmaması hakkıdır[544].
- B) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükmekatılması.
- “Kayıtsızlık”; aldırmasızlık, ilgisizlik, umursamazlık ve lakayt olma halidir[167].
- Başkanlık divanı veya görevlendireceği kişiler adayları inceler.
Belirtmeliyiz ki, burada öngörülen yol süresi yakalanan kişinin yakalama yerine en yakın hakim veya mahkeme önüne çıkarılması zorunluluğunu öngörmez. Maddede tanımlanan yakalama suçüstü hallerini kapsadığından, doğal olarak yakalanan kişinin en yakın hakim veya mahkemeye götürülmesi gerekir.Yazıda ana tartışma konumuz da bu husus olacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Çocuğun soybağını değiştirme” başlıklı 231. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca; “Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. TCK m.67’de dava zamanaşımı süresinin durması ve kesilmesi sebepleri düzenlenmiştir. TCK m.67’de gösterilen sebepler gerçekleştiğinde, ya durma sebebi ortadan kalktıktan sonra dava zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder ya da en fazla dava zamanaşımı süresinin yarısı kadar olmak üzere kesilme sebebiyle tekrar başlayan zamanaşımı uzar. Fıkrasında; “Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.” ifadesine yer verilmekle, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma/hürriyeti tahdit suçunun temel hali düzenlenmektedir. Maddesinin Devlet memurluğuna alınma şartlarını düzenlediği, bu maddenin 1.
Ancak, tertip olunan ceza Kanunda gösterilen cezanın azami haddini geçemez. Öğrenci mevzuatında disiplin suçları konusunda yeknesaklık yoktur. Her okul kendi yönetmelik ve yönergesinde değişik disiplin suçlarını düzenlemektedir. Bazılarında objektiflik sağlamak için disiplin tecavüzü (AsCK m.162/1-A) niteliğinde olan fiiller dahi ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. “Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak” (657 SK m.125/E-e).
Yabancı ülkelerde kendi kurallarına uygun olarak düzenlenen piyango ve diğer şans oyunları, Türkiye’de yetkili makamlarca bunlara ait biletlerin satılmasına izin verilmiş olmadıkça, yasal korumadan yararlanamazlar.Bu düzenlemelerin istisnası ise yasal ortamda oynatılan milli piyango , spor toto , loto , iddia ve at yarışlarıdır. 7258 sayılı Futbol ve diğer spor müsabakalarında paribahis ve şans oyunları düzenlenmesi hakkında kanunun 5.maddesine göre Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis veya şans oyunlarını oynayanlar mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından beş bin liradan yirmi bin liraya kadar idari para cezası ile cezalandırılır. Dava dilekçelerinde verilen disiplin cezalarının AİHS’ne aykırılığı ileri sürülmüş olmasına rağmen AYİM’nin kararlarında bu hususun hiç tartışılmadığı kararları da bulunmaktadır[803]. Maddesini ve AİHS hükümlerini hiç tartışmadan, disiplin cezalarının yargı denetimine kapalı olduğu gerekçesiyle davaları reddetmiştir. Görüldüğü üzere yukarıda serdedilen Anayasa hükmü ile açıkça “temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların” çelişmesi halinde hangisine üstünlük tanınacağı düzenlenmiş, Anayasa hükmü ile milletlerarası andlaşma hükmünün çelişmesi durumu kapsama alınmamıştır. Keza söz konusu değişikliğin gerekçesinde de, “Uygulamada usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan haklarına ilişkin milletlerarası andlaşmalar ile kanun hükümlerinin çelişmesi halinde ortaya çıkacak bir uyuşmazlığın hallinde hangisine öncelik verileceği konusundaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla 90’ıncı maddenin son fıkrasına hüküm eklenmektedir.” denilmiştir. Askeri Yargıtay kararlarında geçici tutuklamanın niteliği üzerinde durulmamakla beraber özellikle AsCK’nun 76. Usul kanununda yer almaması tutuklama veya yakalama olmadığını göstermez. Kişi hürriyetini sınırlayan bir işlem, disiplini temin için başvurulan bir tedbirdir. Ancak hakim kararına dayanmadığı gibi aynı şekil ve şartları haiz olmadığından Anayasanın 19. Niteliği itibariyle geçici tutuklama suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilen yakalama müessesine daha yakın görünmektedir. Çünkü disiplini bozan eylemlere çoğunlukla suçüstü olarak el konulabileceği gibi, askeri disiplinin sağlanmasının gecikmesinden doğan sakıncanın da giderilmesi amacının her zaman göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır.
Hâkim veya mahkeme başkanı, daha sonra, bu tanıkaçıklamalarından, sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olanbilgileri tutanağa kaydettirir. (2) Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecekhâkim veya mahkeme kararları, hukuken geçerli mazerete dayanarak hazırbulanamayan ilgilisine tebliğ olunur. – (1) Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeliolarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230 uncu madde göz önünde bulundurulur.Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir. – (1) Duruşmada verilecek kararlar, Cumhuriyet savcısı, duruşmadahazır bulunan müdafi, vekil ve diğer ilgililer dinlendikten; duruşma dışındakikararlar, Cumhuriyet savcısının yazılı veya sözlü görüşü alındıktan sonraverilir.
1.fıkranın 2.cümlesinde de mahkemece yasaya uygun bir suç nedeniyle hükmedilen ölüm cezası dışında hiç kimsenin kasten öldürülemeyeceği yasağı getirilmiştir. Fıkrası; bazı meşru şartların gerçekleşmesi halinde yaşam hakkının sınırlı olarak belirtilmiş olan durumlar çerçevesinde ortadan kaldırılmasının sözleşmeye aykırılık oluşturmayacağını belirtmiştir. Bu durumda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda, andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır. Maddesinde, disiplin cezasına karşı idari başvuru (itiraz) için, “şikâyet” kavramı kullanılmıştır. “Şikâyet” kavramının sözlük anlamı, hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, yakınma, birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı daha üst makamdakine bildirme[429]; hukuki anlamı ise, takibi şikâyete bağlı olan suçlarda mağdurun Cumhuriyet Savcılığına takibata başlaması için müracaatta bulunması[430] olarak tarif edilmektedir. Disiplin cezalarının idari denetimi, kendiliğinden yapılmaz. Bunun için mutlaka itiraz veya şikâyet niteliğinde bir idari başvurunun olması gerekmektedir.
Üyelikten kendisi ayrılanların ya da çıkarılanların kazanılmış hak ve alacakları Cemiyete kalır. [632] Maddenin gerekçesine göre; “Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır”. Bu maddede yazılı hizmetlerin yapılması sırasında silah kullanılması için başkaca bir çare kalmaması veya zaruret olması şarttır. [421] MADDE 38 – Harp okullarına alınan her öğrenciye disiplin notu verilir. Hangi cezalar için disiplin notundan ne miktarda düşüleceği yönetmelikte belirtilir.
Temyiz Tahkim Dairesi ise; sporla ilgili üst kuruluşlar ya da federasyonların tahkim organlarının, bu kuruluşlara ait düzenlemelerde ya da özel bir sözleşmede STM’nin yargı yetkisinin tanınması koşuluyla, kesin nitelikteki (başka bir merciin incelemesine tabi olmayan) kararlarını incelemektedir[28]. MADDE 285.- (1) Türk Ceza Kanununun 18 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmühariç; diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtayabaşvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanınagiren dava ve işlere ilişkin ilk derece mahkemelerinin karar ve hükümlerinekarşı istinaf yoluna başvurulur. (5) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda, yakalananlar için 91 incimaddenin birinci fıkrasındaki yirmidört saatlik süre kırksekiz saat olarakuygulanır. Anayasanın 120 nci maddesi gereğince olağanüstü hâl ilân edilenbölgelerde yakalanan kişiler hakkında 91 inci maddenin üçüncü fıkrasında dörtgün olarak belirlenen süre, Cumhuriyet savcısının talebi ve hâkim kararıylayedi güne kadar uzatılabilir. Hâkim, karar vermeden önce yakalanan veyatutuklanan kişiyi dinler. (4) Sadece adlî para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırıiki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. (2) Fiil, savaş sırasındaişlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerîhareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile üçyıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, Devletin savaşhazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeylekarşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, alenî olarakişlenmişse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Birinci fıkrada tanımlananörgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Hükümlü ve tutuklularınbeslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıverilir.
– (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatıboyunca devam eder. – (1) Suçun kanunî tanımında yer alan fiilibirlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. (2) İradî olarak alınan alkolveya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmüuygulanmaz. – (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilinhukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarakdavranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye cezaverilmez. – (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veyabaşka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi hâlinde, kişinin bundan dolayısorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareketetmesi gerekir. (2) Taksir, dikkat ve özenyükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımındabelirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. (7) Geri verme talebinin kabuledilebilir olduğuna karar verilmesi hâlinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri UsulüKanunu hükümlerine göre tutuklama kararı verilebilir veya diğer korumatedbirlerine başvurulabilir. (6) Geri verilmesi istenen kişihakkında koruma tedbirlerine başvurulmasına, Türkiye’nin taraf olduğu ilgiliuluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verilebilir.